Aile ve Ödev
Çocuk ve ergen psikiyatrisinde ve hatta erişkin psikiyatride doktorların çokça karşılaştığı sorunların başında anne babaların çocuklarına ödev yaptıramaması gelmektedir. Ne yapsak ta çocuklar ödev yapsalar. Üniversite veya yüksek lisans öğrencisi olsa bile aileler çocuklarının başarılarını takip ederler. Bazen onlardan çok kaygıya kapılırlar.
Çocuk ve ergen psikiyatrisine başvuruların önemli bir kısmı ders başarısı ile ilgilidir. Ders çalışmamanın bir kısmı dikkat eksikiği hiperaktivite bozukluğu, özel öğrenme bozukluğu (disleksi), anksiyete bozuklukları, depresyon , iletişim , arkadaş ilişki sorunları ve aile sorunlarına bağlı olabilir. Bir kısmı da ödeve karşı sorumluluk duygusu gelişmemesine bağlıdır.
Ödev okul sorumluluğunun gelişmesine yardımcı olur. Ayrıca okulda öğrendiği bilgilerin kalıcı hafızaya yerleşmesi için dersleri tekrar etmesi faydalıdır. Çocuk ve ergen psikiyatristi çocuk ve ergenle görüşmelerinde davranışçı tedavi yöntemleri kullanarak çocuktaki ödev yapma davranışını geliştirmeye çalışır. Bunun için aileyle beraber çalışmak gerekir. Aile yardımcı olacak fakat tamamen kendi görevi gibi bütün ödevi yapmayacaktır.
Öğretmenlerde verdikleri ödevleri gözden geçirmelidir. Bunun için bir ödül veya ceza ufakta olsa olmalıdır. Yoksa bir süre sonra kontrol edilmeyen ödevler için çocuk ve gençte motivasyon azalır.
Belli bir ritimde ödev yapmaya alışan öğrenci artık ödev yapmazsa rahatsızlık hissedecektir. Ödev dışında çok küçük yaşlardan beri sorumlulukları kendine yaptırılan çocuklarda görev bilinci daha fazla olacaktır.
Okul içinse psikiyatrik ve psikolojik olarak çocuğun kaldırabileceği kadar, ona faydalı olacak ödevler verilmelidir. Sırf ödev vermiş olmak için vermek çocuğun bir süre sonra isteğini kıracaktır.
dikkat eksikiği hiperaktivite bozukluğu, özel öğrenme bozukluğu (disleksi), anksiyete bozuklukları, depresyon , iletişim , arkadaş ilişki sorunları gibi sorunlar çocuk ve ergen psikiyatrisinde ayrıca değerlendirilmelidir. Dikkat eksikliği olan çocuklar çabuk sıkılacağı için ders çalışma saatleri daha kısa aralıklarla ayarlanmalıdır. Sıkıldıkça ara vermesi sağlanmalı. Arada eğlenceli şeyler yapmasına izin verilmelidir.
Özel öğrenme güçlüğü yaşayan çocuklarda özellikle öğrenme sorunu olan alanlarda daha yavaş onun hızında bir eğitim modeli uygulanmalıdır. Muhakkak bir çocuk ergen psikiyatrisine ve psikoloğa gidilmelidir. Ayrıca özel eğitim uzmanları da faydalı olabilir.
Her çocuğa özgü eğitim çok önemlidir. Çocuk ergen psikiyatristleri çocuğun öğrenme modelini anlamalı ve buna göre bir eğitim modeli çıkartmalıdır. Çocuk ve ergenin öğrenme hızı ve yetenekleri önemlidir. Dinleyerek, yazarak, okuyarak farklı farklı öğrenme yetenekleri olabilir.
Ders başarısı biranda düşen ve ya ders çalışmayı biranda bırakan çocuklarda psikiyatrik hastalıklar düşünülmelidir. Depresyon, anksiyete, şizofreni, okul – arkadaş sorunları düşünülmeli ve çocuk ve ergen psikiyatristince tedavi edilmelidir. Daha sonra ödev yapma alışkanlıklarına geri dönebilir.
Ders ve ödev çocuk ve genç için en önemli görevlerdir. Üniversite öğrencileride dahi dikkat sorunlarından ders çalışma ve ödev sıkıntısı olabilir. Ailelerin bu konuda çok baskı yapmadan yönlendirici olmaları gerekir. Eksik kaldıklarını düşünürlerse bir psikiyatriste gitmekten çekinmemelidirler.
detayOkul Korkusu – Okul Fobisi
Genellikle okula yeni başlayanlar çocuklarda görülen anne-babadan ayrılıp okula başlama korkusudur. Bu çocuklar yeni ortamlara uyum sağlamakta zorlanır. Okulda aşırı tepkiler , ağlamalar olabilir. Aileler okula bırakıp gitmeyi tercih eder. Oraya alışacaklarını düşünürler ama bir kısmında bu korku sürekli olur ve öğretmen baş edemez. Devamlı sınıftan çıkmak ister. Anne babayı tekrara göremeyecek korkusu olabilir. Genelde anne babaya çok bağlı güvensiz çocuklarda olur.
Çocuk okula gitmediği zaman bu sorunlar ortadan kalkar tamamen normalleşir. Okula götürülmeye kalkıldığında şikayetler başlar. Korku dışında bulantı, kusma , baş ağrısı gibi bedensel şikayetlerde olabilir. Evden okula gitme fikri bile bu belirtileri tetikleyebilir.
Kreşe gitmiş çocuklarda daha küçük yaşlarda sosyal ortamlara alıştığı için okul fobisi daha az görülür. Yine de kreşe başlayan çocuklarda korkular kreş döneminde olabilir. Çocuğa güven verip ortama alıştırmak durumu genelde çözer.
Okul fobisi okula başladıktan daha sonraki yıllarda da görülebilir. Lise yıllarında bile görülür. Çocuğun ya da ergenin yaşadığı psikolojik hastalık veya travmalar okul korkusunu tetikler. Daha sonra başlayan fobiler önemlidir ve tedavi gerektirir.
Okula başlama dönemindeki okul korkuları genelde birkaç yaklaşımla azalır. Ama uzun sürenlerin tedavi edilmesi gerekir.
Neler Yapılmalı:
Çocuğa güven verici yaklaşılmalı ve korkuları hakkında konuşup güven verilmelidir. Okulda ne kadar kalacak, ne kadar süre sonra anne babayı görecek gibi.
Yumuşak yaklaşımlı, çocuğun sevgisini kazanacak öğretmen olması da süreci kolaylaştırır.
Anne babalar ve çevre çocukları okuldan korkutacak konu ve hikayelerden kaçınmalılardır. Bazen abartılmış okula anıları çocuklarda korku oluşturabilir.
Okula korkusu olan çocuklarda bir süre anne baba okulda çocuk alışıncaya kadar bekleyebilir. Arkadaşlarıyla tanıştırma, oyunlarla ilgisini çekmeye çalışılmalıdır. Çocuğun öğretmeni sevmesi önemlidir. Öğretmen yumuşak davranmalı anlamaya çalışmalıdır. Eğer bütün bunlara rağmen çocukta bir gelişme yoksa yardım alınması gerekir. Genellikle okul fobisi ilk bir ay içinde azalır biter.
detayÜniversite Tercihi Nasıl Yapılmalıdır?
Gençler için çok ders çalışmak dışında üniversite ve hayat başarısı için en önemli şeylerden biride iyi bir üniversite tercihi yapmaktır. Ülkemizde bu aileler için ve gençler için büyük bir sorun olmaktadır.
Dar bir düşünce kalıbıyla düşünüldüğü için ailenin istekleri ve toplumun beklentileri ister istemez ön plana çıkmaktadır. Eğitim sistemi de çocukların yetenek ve eğilimlerini ortaya çıkaramamaktadır. Bu nedenle çocuk kararsız bir sınav sonrası dönem geçirmektedir. Bazen sayısal bir alan seçecek bir genç bir anda karar değiştirdiğini görebilmekteyiz. Bunun nedeni meslek seçimini kısa bir süreye sıkıştırılması ve ailelerin ve gencin isteklerinin çatışmasıdır. Ayrıca gençleri yönlendiren öğretmenlerde bazen kafa karışıklığı yaratmaktadır.
Meslek seçimi esasen bir nebze seçimden çok kendi kendine gelişmesi gereken bir süreçtir ve bu seçim çocukluk çağlarından başlamalıdır. Sadece okul değil bazı hobilere yönlendirilen çocuklar ne meslek seçeceklerine daha kolay karar verebilirler. Ayrıca eve kapatılmayıp hayatın içinde olan çocuklar seçim yeteneği fazladır.
Çocuklarımızın yeteneklerini ortaya çıkarmak için okulun ve ailenin iyi bir gözlemci olması gerekir. İnteraktif bir eğitim çocuğun derse katılımını sağlayacaktır ve hangi alanlarda yetenekli olduğu yavaş yavaş ortaya çıkacaktır. Bu matematik, edebiyat, spor, resim v.b. gibi ilk olarak geniş alanlar şeklinde olabilir. Zaman ilerledikçe bu alanlarda nasıl bir meslek olabileceği yine direk müdahale etmeden gencin seçmesini sağlayarak yavaş yavaş ilerlenir. Gence yine seçenekler sunulabilir ve seçeneklerden kendi seçmesi sağlanabilir. En son aşamada bu mesleklerin aktif yapıldığı alanları gençlerin tanıması sağlanabilir. Bu alanlarda çalışan meslek sahipleriyle tanıştırılabilir.
Meslek seçiminde gencin kendini tanımasını sağlamakta çok önemlidir. Bir uzman eşliğinde gencin kişilik özellikleri kendine tanıtılmalı ve bu özelliklere göre meslek seçmesi sağlanmalıdır. Mesela aşırı hareketli yerinde durmayan bir genci masa başı işi yapacak bir mesleğe yönlendirmek baştan başarısız olmasını sağlamaktır.
Ayrıca çocukluktan beri ilgi alanı olan mesleklerde genç daha başarılı olabilir. Unutmayalım ki çocukta bu ilgi alanları çocuğun yeteneklerine göre şekillenir. Mesela küçüklükten beri pilot olmak isteyen bir gence alternatif sunacakken uçak mühendisliği gibi yakın ilişkili mesleklerde sunulabilir. Bu gencin ilgisini başka bir meslekten daha fazla çekecektir.
Aileler çocuklarını en iyi tanıyan insanlardır. Meslek seçim dönemlerinde çocuklarının karakterlerini iyice düşünüp buna göre yönlendirmelidirler. Ayrıca çocuklarının istekleri de ön planda tutulmalıdır. Ayrıca bu aşamalarda bir uzmanda devreye girmeli gencin geleceği için en iyi olabilecek meslekler baştan seçilmelidir. Yoksa üniversitelerde boşa okuyan bir çok genç daha sonra mesleki kariyerlerini değiştirmek için başka okulalar gitmekte ve ya mastır ve doktora programlarıyla başka mesleklere geçmektedirler. Bazıları ise mesleği bırakıp ticaret gibi tamamen farklı alanlara yönelmektedirler. Bu da onlara zaman ve enerji kaybettirmektedir.
detayTatil ve Ödev
Tatilde en fazla merak edilen konu, çocuklara ödev yaptırılmalı mı? Türkiye de okullar yaz aylarında ödev verme taraftarıdır. Bu bir nevi gelenek gibi bir şeydir. Yurt dışında bu uygulamaya çok rastlanmaz. Aileler bazı çocuklara zaten yıl boyunca zor ödev yaptırdıkları için , yaz aylarında ödev konusunda endişeye kapılırlar. Özellikle dikkat eksikliği olan hiperaktif çocuklar yazın o güzel günlerin de eve girmek istemez. Bu da anne ve çocuk arasında çatışmaya neden olur. Sadece hiperaktivitesini de göz önüne alıp çok kısıtlı sürelerde öğrendiklerini unutmama açısından birkaç günde bir bir şeyler öğretilebilir. Hareketli oldukları için tatilde serbest ortamda koşturup oynamak onların enerjisini tüketmesine yardımcı olacaktır.
Yaz aylarında çocuklara zorla yaptırılmaya çalışılan ödevler çok verimli olmaz. Ailenin uğraşmasıyla sınırlı kalır. Bazen özel öğrenme güçlüğü gibi durumlarda çocuk derslerde geri kalabilir ya da öğrendiğini unutma riski olabilir. Bu durumlarda bile kısıtlı, çocuğu sıkmadan , bir ders programı hazırlanabilir. Çocuğun tahammülüne göre bu program sıkılaştırılıp gevşetilebilir.
Bunun dışında ki çocuklara daha sakin yaklaşılmalı ve ders konusunda sıkıştırılmamalıdır. Okul arası anlamına gelen tatilde beyninin dinlenmesi gerekir. Ama çocuğun seveceği bir takım kitaplar okuması tavsiye edilebilir. Beraber okunabilir. Çok küçük çocuklarda oyunlarla , boyamalarla ödev yapılabilir.
Ergen çocuklarda ödeve zorlamak, içinden gelmedikten sonra, aileyle çatışma dışında bir işe yaramayacaktır. Genelde anne ders çalış der ve genç bağırır çağırır. Bu da güzel bir ilişki olmaz. Bu nedenle çocukların ve gençlerin tatillerini rahat yapmasına izin verilmelidir. Üniversite sınavına girecek gençler bile bir süre ders çalışıp ders maratonu için beynini hazır hale getirmelidir. Yarıca bu dönemde ailelerde gence destek verdiğini, onun için düşündüklerini göstermelilerdir. Üniversite giriş sınavları gençler için ağır bir psikolojik baskı yapar. Aileler bu baskıyı azaltması gerekir ve genci daha fazla strese sokarak endişesini arttırma malıdırlar. Bu nedenle yazın özellikle ders konusunda baskı yerine oturup bu konuda beraber plan yapmaları önemlidir.
detayDikkat Eksikliği Hiperaktivite Bozukluğunda İlaçsız Tedavi
Psikiyatri bilimi tedavileri konusunda en çok tartışılan dallardan biridir. Özellikle son yüzyılda gelişen psikiyatri genelde iki tedavi alanıyla ön plana çıkmıştır. Bunlar genel olarak ilaçlı (medikal) ve ilaç dışı tedaviler diye ayrılabilir.
Çocuk ve gençte özellikle ilaç tedavileri oldukça hassas ve aileler tarafından çok tercih edilmeyen tedavilerdir. Gerek çocukta yapılan araştırmaların sınırlı olması ve çocukta kullanılan ilaçların daha az sayıda olması tedavilerin ilaçsız olarak ağırlık kazanmasına neden olmuştur. Ama zamanla yeni çıkan ilaçlarla ilaçlı tedavide güvenli hale gelmiştir.
Çocuklarda ve gençlerde yapılan psikoterapi ve eğitimsel faaliyetlerin çocuğun davranış ve ruhsal halini etkileyeceği kesindir. Özellikle aile içi problemler, Çocuk ve gencin arkadaş ilişkileriyle ilgisi sorunları, basit ders sorunları, gece ıslatmaları disiplin problemleri, akran sorunları, kardeş kıskançlığı gibi sorunlar basit terapötik müdahalelerle çözülebilir.
Daha sorun yaratabilecek dikkat eksikliği hiperaktivite bozukluğu, davranım bozukluğu, ağır depresyonlar gibi hastalıklarda ilaç kullanılabilir. Fakat özellikle dikkat eksikliği ve öğrenim bozukluğunda bazen ilaçsız tedaviler başta denendiği olur. Çocuğun alışkanlıklarının düzeltildiği, ders çalışma alışkanlıklarını geliştiren davranışçı tedaviler yanı sıra nörobiofeedback gibi bilgisayar ortamında geri bildirimler verilerek yapılan beyin oyunları şeklindeki dikkat çalışmalarıda faydalı olacaktır. Ayrıca çocuk ve gençte farkındalık çalışmaları da çocuk ve gencin durumunun farkına varması ve düzeltmek için zihinsel çaba sarf etmesi için önemlidir.
Ayrıca dikkat güçlendirici oyun setleri de günümüzde kullanıldığı gibi benzer çalışmalar bazı internet sitelerinde beyin eğitimi şeklinde ulaşılabilmektedir.
Şunu unutmamak gerekir ki dış etkileşime açık bir organ olan beynin, yaşadığı psikiyatrik problemler dış etkilerle oluşabildiği gibi, dışarıdan yapılan müdahalelerle de düzeltilebilir. Tabi çok lazım oldukça ilaç tedavisinin de kullanılması şarttır. Bu gereksinim doktor tarafından değerlendirilip karar verilmesi gereken bir süreçtir.
detayGençler ve Kitap
Kitap okuyan genç kendini kişisel ve psikolojik olarak daha hızlı geliştirir. Çocukluktan beri belli disiplinle kitap okuyan gençler daha olgu olurlar. Olaylara yaklaşımı daha bilinçli ve düşünerek olur.
Okuma eylemi beynin büyük kısmını çalıştıran bir faaliyettir. Bir beyin egzersizi olarak düşünülebilir. Farklı bakış açıları gencin beynini eğitir.
Ne yazık ki ülkemizde üniversite gençliği okuyan bir gençlik sayılmaz. Bu alışkanlık önceki eğitimlerinde sağlanamamıştır. Okullarda okumaya teşvik edici faaliyetler ne yazık ki az. Kitap okuma dersleri konulabilir. Ailelerde çocuklarına bu bakımdan iyi örnekler değiller. Çocukla anne babalarının okuduğunu çok görmemekteler. Kitap okuyan toplumların gelişmişlik dereceleri malum bir durumdur.
Aileler kitap seçimlerinde dikkatli olmalıdır. Çocuğa bir şeyler veren kitaplar olmalı ayrıca eğlenceli olmalıdır. Çocuğun ve gencin sıkılmasını sağlayacak yaşının üstünde kitaplardan kaçınmalıdır. Çocuğunda okuyacağı kitaplar konusunda fikri sorulmalıdır. Çeşitli kitaplar önerip arasından seçmesi sağlanmalıdır. Böylece çocuk kitabını sahiplenecektir.
Diğer bir konu okul sorunu olan, derslerini takip edemeyen, dikkat ve uyum sorunları olan çocukların kitap okuması da zor olacaktır. Bilgisayar bağımlısı , oyun bağımlısı olan çocuk ve gençlerde kitaptan uzaktırlar.
Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Bozukluğu, Davranım Bozukluğu, Okuma Bozukluğu, Disleksi, Özel öğrenme Güçlüğü, Donuk zeka , Zeka Geriliği gibi durumlarda okuma alışkanlığını geliştirmek zor olabilir. Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Bozukluğu olan genç çok fazla ders çalışamadığı gibi kitapta okuyamaz. Sevebileceği kendine göre eğlenceli kitapları kısa sürelide olsa kitabı çabuk bitirmese bile, günlük bir miktar kitap okuması teşvik edilebilir. Zaman içinde bu alışkanlık haline gelebilir.
Okuma bozukluğu, Disleksisi olan çocuk ve gençlerde yavaş okurlar bu gençlere de yavaş okusalar bile sıkıldıkça okumayı bırakarak rahat bir program yapılmalıdır. Yine psikiyatrik başka problemleri olan çocuk ve gençler okumadan uzaklaşabilirler bu durumlarda hastalık tedavisi ile genç eski alışkanlıklarına dönecektir. Depresyon , ergenlik sorunları, kimlik karmaşası gibi sorunlar yaşayan gençlerde eski alışkanlıklarını değiştirme çok görülür. Kitap okumayı bırakabileceği gibi, yaptığı spora da gitmeyi bırakabilir. Bu durumlar tedavi edilmesi gereken durumlardır. Gençte ki bu davranış değişiklikleri yerleşmeden müdahale ederek olumlu alışkanlıklarını sürdürmesi sağlanmalıdır.
Kitap okuma konusunda ailenin çabası çok önemlidir. Aile ve okul bu alışkanlığın yerleşmesi için beraber çalışmalı ve genci yönlendirmelidir.
detayYaz Tatili ve Sınav
Çocuklar yaz tatilini iple çeker. Bu yüzden de, eğitim yılının son dönemlerinde, havalar ısındıkça okullar tatil olmasa bile onlar zihinlerinde tatile girerler. Özellikle dikkat eksikliği, hiperaktivitesi ve davranım bozukluğu olan çocuklar sınıfta durmakta daha da zorlanır. Depresyonu olan çocuklarda hastalıkta artma yaşanabilir.
Bu gibi durumlarda aileler son sınavlar için çocukları ve gençleri motive etmekte zorlanırlar. Özellikle önlem almanın gerekebildiği çocuk ve gençle anlaşmalar yaparak, dışarıda geçireceği vakitle ders çalışacağı vakitler ayarlanabilir. Kendi başına ders çalışmayan çocuklara özel öğretmen ve etüt ayarlanabilir. Küçük hedefler ve hediyeler vaat ederek motivasyonları arttırılabilir.
Ayrıca ailece yapılan günlük geziler, eğlenceli faaliyetler, arkadaşlarıyla beraber çalışması gibi çözümler sorunu azaltabilir.
Özellikle üniversite sınavının 2. aşaması YGS, bu döneme denk gelir. Sınava uzun süredir hazırlanan ve daha önce stresli LGS sınavına girmiş gençler, ne yazık ki yorgun olurlar. Bu yorgunluk da YGS’ye yakın, altın değerindeki vakitlerini iyi değerlendirememelerine neden olur. Son dönemlerde ders çalışmayı bıran, yoğun sınav kaygısı yaşayan gençler gördüm. Bu dönemde gence sadece ders çalış demenin yetmeyeceğini, zihinsel yorgunluğunu geçirecek küçük faaliyetler, gerekirse terapilerin faydalı olacağını söylemeliyim.
Bütün bu dönemi verimli geçiren çocuk ve gencin yaz tatilini daha olumlu geçirmesi daha çok eğlenmesi mümkün olacaktır. YGS sınavında istediği üniversiteyi kazanan gencin yaz tatili şüphesiz ki hayatındaki en güzel tatil olacak, tatilin keyfini çıkaracaktır. Ama amaçlarına ulaşamayan genç, hem tatilden zevk alamayacak hem de bir sene daha ders çalışması gerekmesinin ağırlığını yaşayacaktır.
Bu nedenle yaz tatili yaklaşırken çocuklara ve gençlere ‘bir ara gazı vermek’ motivasyonlarını yükseltmek gerekir. Anne babalar çocuklarını iyi takip ederek, maksimum moral motivasyon desteğinde bulunarak ve gerekliyse uzman yardımıyla dönemi minimum hasarla atlatabilirler.
detay