Özel Öğrenme Güçlüğü
Özel öğrenme güçlüğü nedir: Okuma, yazma, dinleme, konuşma ve matematiksel becerilerin kazanılmasında kendini gösteren beceri eksiklikleridir. Zekasından beklenmedik yetenek kayıpları vardır.
Genel olarak bu probleme okuma bozukluğu anlamına gelen DİSLEKSİ denilmektedir. İlk fark edilmesi yüzyıl başlarında örgün eğitim arttığında bazı çocukların diğerlerine göre okumayı öğrenmekte zorlanması ve bazı ses ve harfleri karıştırmasıyla olmuştur. Bu çocuklar incelendiğinde zekalarının iyi olmasına rağmen okuma ve yazma becerilerinin çok aşağılarda olması dikkat çekmiştir. Daha ileride araştırıldıkça bu yetenek kayıplarının konuşmada , konuşmayı anlamada, matematikte, kas hareketlerinin kontrolünde ve hatta yabancı dili öğrenme sorunları gibi geniş bir alanda görülebildiği tespit edilmiştir.
Bu kişiler bilgiyi farklı bicinde işler. Sıralama yapma, okuma ve bilgiyi organize etme konularında sıkıntı yaşarlar. Bu rahatsızlık çocuğun motivasyon, dikkat, algılama süreçlerinde oldukça büyük güçlükler çıkarır.
Dislektik çocuklar birçok zorluk yaşasalar da, zeka seviyelerinin ortalamanın genelde üzerinde olması nedeniyle başka farklı yeteneklere sahip oldukları görülmektedir. Beyinsel farklılıkları onların farklı bakış açılarıyla düşünmesine olanak tanır. Bazen zorlukları avantaja dönüşebilir.
Özel öğrenme güçlüğü bir hastalık değildir. Yeteneklerdeki farklılıklardır.
Özel öğrenme bozukluklarının belirtileri nelerdir: Dil gelişimlerinde gecikme olabilir. Bazen konuşmalar 4 yaşını bulabilir. Telaffuz sorunları, Birbirine yakın sesleri karıştırabilir. Kelime dağarcığı yaşıtlarına göre sınırlıdır. Arkadaşlarıyla sohbet başlatma ve sürdürmede sorunlar yaşayabilir. Konuşurken ifadesi zayıftır. Sağ-sol, yukarı- aşağı kuzey- güney gibi kavramları karıştırır. Zaman kavramını algılamakta zorluk çeker. Sabah, öğlen, dün, bugün, yarın ı karıştırabilir. Renkleri, şekilleri, harfleri, rakamları karıştırabilir. Düğme ilikleme, bağcık bağlama, çizim yapma gibi kas becerileri zayıftır ve gecikebilir. Yıla ay gün mevsim kavramlarını karıştırabilir. Mevsimi sorunca mart diyebilir.
En çok karıştırdıkları harfler; m-n, f-v, b-m gibidir. Yazarken bazı harfleri ters yazabilir. –Ve yazması gerekirken –ev yazabilir. Bazen tamamen tersten yazabilir. –Kapı yazacağına –Ipak yazabilir. En ileri düzeyde yazıyı tamamen ayna görüntüsü gibi tersten yazar.
Özel öğrenme bozukluğu olan çocukların anne-babalarını yapması gerekenler. İlk önce durumu kabullenip çözüm aramalıdırlar. Çocuğa daha fazla baskı yaparak veya daha fazla çalıştırarak düzelemeyeceğini bilmelidirler. Tedavi gereken bir durumdur ve okulla birlikte ekip çalışması ister. Bu problemde özel eğitim denilen farklı eğitim yöntemleri uygulanması gerekir. Çocuğun başarısızlıklarını ön plana çıkarmadan başarıları övülmelidir. Unutmayalım ki en kötü durum çocuğun motivasyonunu kaybetmesidir. Sabırlı olunmalı ve çocuğun özgüvenini yüksek tutmalıdır. Ayrıca çocuk sosyal faaliyetler ve sporla iletişim becerileri arttırılabilir ve kas koordinasyonu geliştirilebilir.
detayKarne çocuğun başarısını göstermez!
Hürriyet Gazetesi yazarı Ömer Kurt, Dr.Serdar Alparslan’ı köşesine taşıdı.
Okullar kapandı, şimdi anne-babaların sınav vakti… Eğer karne notu düşük olana kızıp takdir belgesi alanı göklere çıkarıyorlarsa ciddi bir sorun var. Çünkü uzmanlar çocuğun başarısının karneyle ölçülmediği konusunda birleşiyor. Peki bu süreçte onlara nasıl davranılmalı?
* Karne notu düşük gelen çocukla nasıl konuşulmalı?
– Öncelikle kesinlikle kızmayacağız, bağırmayacağız veya cezalandırmayacağız. Bu durumun mutlaka psikolojik veya akademik bir sebebi vardır. Ceza çocuğa zarar verir. Anne-babalar biraz sakin olmalı. Çocukla son derece kısa ve açıklayıcı konuşulmalı. Gelecek yıl için neler yapılabileceği konusunda fikir alışverişinde bulunulmalı. Tatil dönemi bu çocuklar için eziyete dönüşmemeli. İyi bir plan yapılmalı ve hem dinlenme hem de başarısız olduğu derslere çalışması için gerekli zamanın ayrılacağı çocukla paylaşılmalı.
* Bazı anne-babalar çocuklarına “Neden bu dersin 5 değil de 4 geldi” diye çıkışıyor. Bu doğru bir yaklaşım mı?
– Elbette değil. Önemli olan bir çocuğun ruhsal ve fiziksel sağlığıdır. Çocuklarımızı kendi hırslarımıza alet edemeyiz. Eğer gerekli geçer notu aldıysa, daha fazlasını neden almadığı sorgulanmamalı. Ayrıca çocuk kendisinden daha yüksek not alanlarla kesinlikle kıyaslanmamalı. Bu, en büyük hatalardan biridir. Kendisini daha aşağıda hissetmesine, koşullu sevgiye, yarış atı gibi hissetmesine neden olur. Elbette bu davranışın çocuğun gelecekteki duygusal gelişimi üzerinde de ciddi faturası olacaktır.
* Takdir ya da teşekkür belgesi getiren çocuklara ne söylenmeli?
– Karne notu veya bu belgeler çocuğumuzu sevmek veya onu ödüllendirmek için tek neden olmamalı. Onunla konuşurken gösterdiği emeğe vurgu yapılmalı ve başarısı için tebrik edilmeli. Abartılı tavırlar doğru değil.
* Karne hediyesi vermek doğru mu peki?
– Bir çocuğun anne-babasından alacağı en güzel ödül, ne kadar sevildiğini bilmektir. Maddiyata dayalı bir ödül, ileriki dönemler için de beklentiyi beraberinde getirir. Bu nedenle çocuk maddesel bir şeyle ödüllendirilmemeli. Belki ailece güzel bir tatil yapmak herkese daha iyi gelir. Çocuğun tatilde en çok yapmak istediği şeyi yerine getirmek de daha samimi ve karneyle bağlantıdan uzak, güzel bir yaklaşım olabilir.
Çocuklar için 5 tatil önerisi
* Ailece vakit geçirin, dinlenin, sohbet edin, gezin.
* Sosyalleşmesi için ortamlar hazırlayın, arkadaş edinmesini sağlayın.
* Sanat ve sporla ilgilenebilecekleri kamplara gönderin.
* Kitap okumayı teşvik edin, yarım saat bile olsa beraber kitap okuyun.
* Eğlenebileceği şeyleri yapmasına olanak tanıyın.
Şiddetin Artışı ve Gençlerde Empati Eksikliği, Benmerkezcilik
Günümüzde okullarda akran zorbalığının arttığının farkındasınızdır. Artık çocuk ve gençler birbirlerine daha zorba davranmaya başlamıştır. Eski yıllarda çocuklara öğretilen yardıma muhtaç insanlara yardım, diğer insanlara hoşgörülü olma kırmama öğretileri sanki öğretilmez olmuş. Herkes birbirini ezme yarışına girmiştir. Bunu acaba temel nedeni nedir.
Okullarda ve mahallede toplumun atadan çocuklara geçen öğretiler neden geçmez olmuştur. Büyüyen şehirlerde toplumsal kontrol azalmış mahallelerde artık kimse kimseyi tanımaz olmuştur. Çocuklar ev içinde hapis hayatı yaşamaktadır. Bilgisayar oyunlarını muhtaç yaşamaktadırlar. Bu oyunlarda sosyal eğitime hiçbir katkısı yoktur. Ailelerde çocukların egosunu yüksek tutarak benmerkezci yetiştirmeye başlamıştır. Okullarda da sosyal öğrenme ne yazık ki yeteri düzeyde değildir. Okullar ailelerin eleştiri baskısı altında öğretmenler günü kurtarma yolunu seçmiştir.
Geçmiş yıllarda yalnız problemi olan gençleri diğer gençler vicdanlı bir şekilde ilgilenip aralarına almaya çalışırlardı. Günümüzde ne yazık ki daha fazla dışlayıp ezik muamelesi yapmaktadırlar. Dışlanan gençlerde psikolojik sorunlara doğru itilmektedir. Gençler güçlü olmayı kaba saba olmak ve havalı olmakla eşdeğer görmeye başlamışlardır.
Geçmişte aileler naif insanlar olmayı, elinde olanları çevreye yansıtmamayı, herkese iyi davranmayı öğütlerken günümüzde daha havalı , daha zengin arkadaşlarla takılması için teşvik etmektedirler. Geçmiş Türk filmlerinde toplumsal erdemler yüceltilirken günümüz dizileri şiddet ve paralı insanlar çevresinde dönmektedir. Kişiler dizilerde kendi kanunlarını şiddetle uygulamakta; ayrıca toplumsal karşılığı olmayan tuhaf ilişkiler içine girmektedirler. Gençler bu karakterlere özenip onlar gibi olmak istemektedir. Bazen bir mafya çocuğun ilerideki idolü olabilmekte. Normal yaşayan, eğitime istekli, akademik tipler ezik olarak gösterilmekte. Kolay yoldan para kazanma yüceltilmektedir.
Aileler çocukları ezilmesin diye daha fazla benmerkezci yetiştirmeye çalışmaktadır. Daha sonrada bu benmerkezcilik kendilerini de etkilemeye başlayınca rahatsız olmaktadırlar. Benmerkezci bir genç her istediği hemen olsun ister ve başkalarının haklarını önemsemez. Bu konuda aileye baskıda bulunur. Ailede tepki verince de aileye şiddet uygulamaktan kaçınmaz.
Bütün bunların topluma yansıması da şiddetin artışı, insanların birbirine tahammülsüzlüğü şeklinde olmaktadır. Aşırı benmerkezci gençler ilişkilerinde de geri adım atmadıkları için sorunlar yaşamakta ve ilişkilerini sonlandırmaktadırlar. Empati yoksunluğu bir çok evliliği bu yüzden bitirmektedir.
Gelişmiş toplumlarda empati yetenekleri yüksek benmerkezci olmayan bireyler daha artmıştır. Toplumsal yaşayabilmenin en önemli kurallarıdır. Çocukluktan daha toleranslı, toplumsal uyumu yüksek bireyler yetiştirilmelidir. Bunun için diğer bireylere saygı öğretilmeli ve şiddetle sorunların çözülemeyeceği çocuklara öğretilmelidir. Çocuklara bir birey olarak hak ve sorumlulukları öncelikli verilmelidir. Bunun için bütün basın ve medya düzenlenmelidir.
detayZaman Yönetimi
Psikiyatri ve psikoloji kliniklerine başvuruda en sık rastlanan şikayetlerden birisi zaman yönetimiyle ilgili şikayetlerdir. Bunu bireysel dile getirdikleri gibi, eşi , çocukları, sevgilisi içinde şikayet olarak bildirenlerde çoktur.
Şikayet direk zaman yönetimi sorunu olmayabilir. Genelde bu bir iş erteleme, işini zamanında yapmama, sıkıştırma, sınavda zamanı yettirememe, işlerin karmaşık olduğundan şikayet etme, hazırlanıp okula işe gidememe şeklinde olabilir.
Zaman yönetiminin olmazsa olmaz kuralı planlamadır. Genelde planlama sorunları zamanı yönetememeyi getirir. Planlama büyürken ailenin öğretebileceği bir şeydir. Planlama yapmayan ailelerde zaman yönetimi konusunda hep zorlanılır. Planlamada öncelikle düşünülerek hareket etmesi gerekliliğini gösterir.
Özellikle öğrencilerin dev ve sınav çalışmalarını son dakikaya bırakması da bir planlama ve zamanlama sorunudur. Yine işte çok zorlanan bir kişide zamanlama sorunu yaşar.
Bazen aşırı sorumluluk sahibi obsesif dediğimiz takıntılı kişiler fazla sorumluluktan mükemmeliyetçi olup işi bitiremezler. Bu da başka uçta bir zamanlama sorunudur. Bu kişiler ayrıntılara dalmaktan ana portreyi kaçırırlar ve işlerini uzatırlar. Böyle kişiler işi tekrar yapabilir. Buradaki amaç mükemmel olmasıdır. Bir süre sonra bu iş yükü yorgunluğa neden olur.
Psikiyatri ve psikolojide hastalığın şiddeti kişinin işlevselliğinin ne kadar etkilendiğiyle ölçülür. İşlevsellik iş ve okul yaşamı, insan , aile ilişkilerini içerir. Zaman yönetiminin bozulması iş ve okul hayatını etkileyerek işlevselliğini düşürecektir. Zamanla arkadaş , aile ilişkilerini de bozacaktır.
Zaman yönetimi psikiyatrik hastalıklarda genelde bozulur Tabi ki bilişsel işlevleri etkilemesi bunun nedenidir.
Özellikle okul çağındaki çocuk ve ergenlerde ailelerin en çok sorun yaşadığı nokta zaman yönetiminde ki sorunlardır. Çocuk ve genç zaman yönetimi konusunda zorlanır. Bir bakarsınız ki saatlerce bilgisayar oynar ama ödevlerine bir saat ayırmaz. Özellikler dikkat sorunları yaşayan hiperaktif çocuk ve gençlerde bu sorun çok fazladır. Ders çalış baskısı aile ve gencin arasını açacaktır. Bu sorun ailenin çok etkili olamadığı üniversite döneminde de devam edebilir. Hatta erişkin çağda bu sorunlarla boğuşan çok sayıda insan vardır.
, Dikkat eksikliği hiperaktivite bozukluğu ve disleksi gibi sorunlarda problemin ana nedeni düzeltilmelidir. Bunun dışında çeşitli sebeplerle zaman yönetimi davranışı geliştirememiş kişiler de bu konuda çalışılıp zaman yönetimi konusunda bir davranış geliştirmesi sağlanabilir. Özellikle çocuklarda ailenin de içine girdiği davranışçı terapiler tercih edilmelidir. Sadece ders çalışması üzerinden değil de daha geniş bir zaman planlaması eğitimi uzun vadede çok işe yarayacaktır. Bunlar adım adım planlar yaparak ve çocuğa davranış ödevleri vererek hedef davranışlar hem saat olarak arttırılır, hem de çocuğun planlama becerileri gelişir.
Genç insanda da sık görülen zaman yönetimi becerilerindeki sorunlar çocukluktan beri varsa ayrı değerlendirilir. Sonradan oluştuysa ayrı değerlendirilir. Sonradan oluşan zaman planlama sorunları : depresyon, kaygı bozukluğu, ilişki bozukluğu, şizofreni, günlük sorunlar gibi geniş bir yelpazede görülebilecek problemlerin yanında olabilir. Bu kişilerde zaman yönetimi sorunu dışında bu hastalık yada problemlerin ek belirtileri de görülür. Genelde tedavi ve müdahalelerle asıl sorun çözülünce zaman yönetimi de düzelir. İşine gücüne aynı performansla döner.
Çocukluktan beri devam eden zaman yönetimi sorununda çocukluktan gelen dikkat eksikliği gibi bozukluklar olabilir. Bunlarda da erişkin tip dikkat eksikliği hiperaktivite bozukluğu tedavi edilir. Bunu yanında sadece zaman yönetimi konusunda davranış geliştirememiş kişilerde yine davranışçı yöntemlerle adım adım terapilerle davranış yerleştirilebilir.
Görüldüğü gibi basit gibi görünen zaman yönetimi kişilerin bütün hayatına yansıyabilecek sorunlar yaratabiliyor. Anne baba çocuklarına zaman yönetimini öğretmek istiyorlarsa kendileri iyi bir zaman yönetimine sahip olmalı. Çocuklara da böylece örnek olarak eğitmelidir. Bu nedenle anne ve babada evde istikrarlı davranmalı. Kendi işlerini zamanında yaparak ve çocuklarına da sorumluluklar verip takip ederek zaman yönetimini geliştirmelidirler.
detayGençlerde Ders Çalışma ve Teknoloji Bağımlılığı
Teknoloji ilerlemesi gençlerin akıllı telefonlara bağımlılığı aşırı artmıştır. Bilgisayar ve telefon üzerinden teknoloji bağımlılığı giderek artmıştır. Bu nedenle kitap okuma ve ders çalışma ikinci plana itilmiştir. Özellikle orta, lise ve üniversite öğrencilerinde teknolojik aletlere ayrılan vakit çok fazladır.
Bu durum gençlerde çeşitli seviyelerde olmaktadır. Özellikle zaten derste sıkılan, Başka psikolojik problemleri olan, kendini disipline edemeyen gençlerde bu bağımlılık daha fazla görülür. Ailelerle bu nedenle çatışmalar artmaktadır. Çocuklarını disipline edemeyen ailelerde bu sıkıntılar ilişkilerin bozulmasına kadar gidebilir. Kendi gençliklerinde böyle problemler yaşamayan anne babalar ne yapacaklarını bilememektedirler.
Günümüzün gençleri isteklerinin hızlı olmasını ve emek vermeden olmasını istemektedir. Buda günümüzdeki tüketici toplumun yansımalarıdır. Sabretmekte zorlanmaktadırlar. Sabrederek çalışıp hedefe doğru ilerlemek yıllar aldığı için kısa yollar aramaktadırlar. Halbuki bir oyunla level atlamak daha kısa sürmektedir. Ya da facebook a fotoğraf koyup beğeni almak , taktir toplamak; yıllarca okuyup diploma alarak takdir toplamaktan daha basittir ve hızlıdır. Bu hızlı amaca ödül alma beynin ödül ceza sistemini bozmaktadır. Bu nedenle ders çalışmak daha da zorlaşmaktadır. Yani gençlerin sorumluluk sahibi bireyler olmasını istiyorsak bu beynin ödül sistemini korumamız gerekir.
Beynin ödül sistemi nasıl korunur. Onu çalıştırırsak korunur. Bir ödül elde edebilmek için çocuğun bir emek sarf etmesi gerekir. Emek vermeden bir ödül çocuğun sabretmesini bozacaktır. Anne babalar her şeyi önüne hazır sundukça çocuk bedava yaşama alışır. Ona artık ders çalıştırmak için söylenen uzun vadeli başarı hikayeleri işe yaramayacaktır. Yıllarca okuyup sonunda alacağı ödül onun için anlamsız olur. Çünkü bunları yapmadan anne babadan her eksiğini gidermektedir. Bunun yıllarca süreceği izlenimine kapılır. Büyüyüp genç oldukça artık aileler itiraz edince gençte bu nedenle eski hazır yaşamı için inatlaşır onu sürdürmeyi ister. Yapamayınca da saldırganlaşır.
Aileler ev içinde çocuğunda sorumlulukları olduğunu net bir şekilde öğretemezlerse ders sorunları ve teknoloji bağımlılığı gibi sorunları yaşamak zorunda kalacaklardır. Ta bebeklik döneminden itibaren çocuğa evde kendi ile ve hatta evle ilgili sorumluluklar vererek sorumluluk bilinci geliştirilmelidir. Aksi taktirde daha sonra ondan ders çalışması istenir bilgisayarı kapatması ve telefonu bırakması istenir ama bunları yapmazsa şaşırılmamalıdır. İyi bir genç yetiştirmenin temeli bebekliğine kadar dayanmaktadır.
detayPsikiyatri ve Psikoloji ne işle uğraşır?
Psikiyatri ve psikoloji birbirinden ayrılmakta zorlanan iki bilim dalıdır. Özellikle sosyal çevrede toplumun bu konudaki kafa karışıklığı çok belirgindir. Genelde psikiyatrist ve psikologları birbiriyle karıştırırlar. Yada aradaki ayrımın sadece ilaç veren ve vermeyen olarak ayrıldığını düşünürler. Bu karmaşa çok normaldir. Nedeni ise beynin diğer organlardan farklı olarak dış dünyayla tamamen ilişkili dış dünyadan etkilenen bir organ olması dışında bunu içinde gelişen kimyasal reaksiyonlarla gelişmesidir. Bu da insanın beyinle ilişkili tedavilerini daha çeşitli ve şekilli olmasını sağlamaktadır. Bu nedenle hem doktorların hem de sosyal bilimlerle uğraşan alanların iş yelpazesine girmiştir.
Son yüzyılda beyinle ilgili sırlar zamanla ortaya çıktıkça pozitif bilim daha da gelişmiş eski batıl inançlar azalmıştır. Çok eski dönemlerden beri ruh hastalıkları içine şeytan girmiş, kötü ruh girmiş diye büyücü yada yerel dini kişiler tarafından düzeltilmeye çalışılsa da o dönemde bile insanın telkine yatkın yönü fark ediliyordu ve bazen bu nedenle bu ayinler ya da işlemler kişide işe yarıyordu. Şunu unutmamak gerekir ki sırf düzeleceğine inanan hastaların önemli bir bölümü plasebo etkisi dediğimiz bir etki ile kendiliğinde iyileşmektedir. Zaman içinde çeşitli toplumlarda özellikle Ortadoğu coğrafyasında bu kişilerin çeşitli tekniklerle (müzik tedavisi, su sesi tedavisi, telkin gibi) tedavi olabildikleri fark edilmiş ve bunlar uygulanmıştır. Daha sonra bu teknikler batıya da uzanmış ve psikolojinin temellerini atmıştır.
Batı tıbbının hızlı ilerlediği dönemlerde beyin özellikle ilgi alanı olmuştur. Daha önce yüzlerce yıldır duygularla ilişkili kısmın kalp olduğu düşünülüyordu. Modern bilimle bunun böyle olmadığı ve duyguların beyinden kaynaklandığı anlaşılınca duygu ile ilişkili problemlerin kökeni de beyinde aranmaya başlanmıştır. Beynin haritalanması sırasında duygu ve düşünce bölgeleri de bulunmuş hemen ardından hızla çalışma mekanizmalarıyla ilgili araştırmalar yapılmış ve nasıl çalıştığı anlaşılmaya çalışılmıştır.
Bütün bu bilgiler ışığında duyguların ve düşüncelerin beyinde kimyasal bir yansıması olduğu anlaşılmış bunlarda hatalı giden şeyleri düzeltme imkanları aranmıştır. Daha sonra bu kimyasal yapının hem içerden ilaçlarla hem de dışardan telkin ve konuşmalarla değişip düzelebildiği bulunmuştur. Bunun sonucunda psikoterapiler ortaya çıkmıştır. Zaman içinde bu psikoterapiler hastalıklara göre kendi içinde dallara ayrılmıştır. Bunun doğal sonucu da psikiyatri ve psikoloji diye iki bilim doğmuştur.
İLAÇ TEDAVİLERİ
Zamanla gelişen tıp bilimi antidepresanlar, antipsikotikler, anksiyolitikler , duygudurum düzenleyiciler gibi çeşitli ilaç grupları keşfetmiştir. Özellikle antipsikotikler şizofreni ve psikotik diğer durumlarda, dugudurum düzenleyiciler de bipolar bozukluk ve diğer duygudurum bozukluklarında çok işe yaramıştır. Bunun sonucunda daha farklı tedavi yolları araştırılmaya başlanmıştır. Hatta EKT ve TMU gibi alternatif tedavi yöntemleri bulunmuştur. Sonuç olarak psikiyatrik hastalıklar karşısında tedavi alternatifleri artmıştır.
Psikoterapiler de zaman içinde gelişerek daha hızlı etkili ve pratik hale getirilmiştir. Bu nedenle genelde en etkili tedavi ilaç psikiyatrik tedavilerle birlikte ilaç tedavilerinin uygulanmasıdır.
detayÇocuk ve Gençlerde Bilgisayar, Telefon Bağımlılığı
Çocuk ve Gençlerde Bilgisayar ve Telefon Bağımlılığı İçin Yaz Aylarında Neler Yapılabilir?
Büyük şehirlerde okul ve ev arasında yaşayan çocuklarda sosyalleşmekte sorunlar çıkabiliyor. Bu durum, kendini eve kapama ve aşırı bilgisayar başında vakit geçirme şeklinde gösterebilmektedir. Aileler de iş güç arasında bu durumu geç fark edebiliyorlar. Bu çocuklar, çok konuşmayan, yazılı anlatımları bir nebze iyi olsa dahi derse katılmayan çocuklar. Özellikle çocuk küçükken, anne ev işlerini yaparken ya da çocuğa yemek yedirirken kolay geldiği için çocuğun eline bir tablet veya telefon verir. Bu davranış kısa süreliğine annenin işini çözer ancak uzun vadede çocuk tablet ve ekran dışında hiçbir şeyden zevk alamaz olur. Benzer şekilde, saatlerce çizgi film izletmek de aynı sonuçları doğurur.
Günümüzde, televizyon ve bilgisayar başından kalkamayan milyonlarca genç ve yetişkin, psikolojik ve obezite gibi fizyolojik sorunlarla boğuşmaktadırlar. Aileler sorunları fark ettiğinde, çocuklar genellikle bağımlı hale gelmiş oluyorlar. Bu kişiler, ekranı bırakamama, bıraktırmaya çalışınca aşırı tepkiler verme gibi, bazı bağımlılık belirtileri göstermeye başlarlar. Ekran bağımlılığından dolayı okul, iş ve sosyal ilişkilerinin bozulması gibi sonuçlar ortaya çıkar.
Aileler, bir nebze rahatladıkları yaz aylarında, çocuklarında görülen bu bağımlılık sorunlarını azaltmak için bir fırsata sahip olurlar. Özellikle çocuk ve genç tatildeyken, anne ve baba da işlerdeki yoğunluğun azalmasıyla sorunların çözümü için uygun zemin yakalamış olurlar. Özellikle çocuk ve ergenin, tablet ve bilgisayar başında en çok vakit geçirdiği saatlerde onları oyalayacak aktivitelerde bulunulmalıdır. Spor ve yaz okulları için ısrar edilmeli, konuşularak ikna edilmelidirler. Ebeveynler etkili vakit geçirerek çocuklarıyla sohbet etmeli onların ilgisini çekecek konu ve aktiviteler bulmalıdır. Öncelikle çocuklarıyla eğlenmeyi kendileri öğrenmelidir, bu konuda danışmanlardan yardım almalıdır.
Çocuk ve gençlerin aileden ayrı, gençlik kampları gibi yerlere gönderilmeleri de olumlu sonuçlar doğuracaktır. Bilgisayar başında iyice asosyalleşen çocuklar, okullarda da bu durumu sürdürerek sınıftan çıkmaz halde, tabletleriyle oynayarak vakit geçirmektedirler. Teneffüs kavramı iyice azalmış olup, oyunlar ortadan kalkmıştır. Bu çocuklar, artık birbirleriyle konuşmayan asosyal bireyler haline gelmişlerdir. Bu yaz kampları, koçlar önderliğinde grup olmayı, grup halinde çalışmayı, çocuk ve gençlere öğretmek için ideal yerlerdir. Bu yalnız yaşam, gençleri iyice egoistleştirmiş, grup olma ve grup için çalışma alışkanlıklarını zayıflatmıştır.
Ayrıca eğitim öğretim sistemimizde de eğitimden uzaklaşılmış, öğretim kısmı ağır basar olmuştur. Artık her okul sınav başarısı odaklı çalışmaya başlamıştır. Veliler de bu yönde eğilim göstermektedir. Bu durum, çocukların sosyal zekâsını bastırarak sosyalleşmelerini zorlaştırmaktadır.
Yaz aylarını fırsat bilerek çocuk ve gençleri arkadaş edinebilecekleri ortamlara yönlendirmeliyiz. Spor faaliyetlerini arttırmalı ve tatile giderken veya sosyal faaliyetler esnasında, tablet ve bilgisayarını yanına almasını engellemeliyiz. Şunu unutmayalım ki, çocukların okullarındaki başarısı ne kadar iyi olursa olsun, bu başarı, ancak sosyalleşme ile bir anlam kazanacaktır.
detay