Psikiyatri ve Psikoloji ne işle uğraşır?
Psikiyatri ve psikoloji birbirinden ayrılmakta zorlanan iki bilim dalıdır. Özellikle sosyal çevrede toplumun bu konudaki kafa karışıklığı çok belirgindir. Genelde psikiyatrist ve psikologları birbiriyle karıştırırlar. Yada aradaki ayrımın sadece ilaç veren ve vermeyen olarak ayrıldığını düşünürler. Bu karmaşa çok normaldir. Nedeni ise beynin diğer organlardan farklı olarak dış dünyayla tamamen ilişkili dış dünyadan etkilenen bir organ olması dışında bunu içinde gelişen kimyasal reaksiyonlarla gelişmesidir. Bu da insanın beyinle ilişkili tedavilerini daha çeşitli ve şekilli olmasını sağlamaktadır. Bu nedenle hem doktorların hem de sosyal bilimlerle uğraşan alanların iş yelpazesine girmiştir.
Son yüzyılda beyinle ilgili sırlar zamanla ortaya çıktıkça pozitif bilim daha da gelişmiş eski batıl inançlar azalmıştır. Çok eski dönemlerden beri ruh hastalıkları içine şeytan girmiş, kötü ruh girmiş diye büyücü yada yerel dini kişiler tarafından düzeltilmeye çalışılsa da o dönemde bile insanın telkine yatkın yönü fark ediliyordu ve bazen bu nedenle bu ayinler ya da işlemler kişide işe yarıyordu. Şunu unutmamak gerekir ki sırf düzeleceğine inanan hastaların önemli bir bölümü plasebo etkisi dediğimiz bir etki ile kendiliğinde iyileşmektedir. Zaman içinde çeşitli toplumlarda özellikle Ortadoğu coğrafyasında bu kişilerin çeşitli tekniklerle (müzik tedavisi, su sesi tedavisi, telkin gibi) tedavi olabildikleri fark edilmiş ve bunlar uygulanmıştır. Daha sonra bu teknikler batıya da uzanmış ve psikolojinin temellerini atmıştır.
Batı tıbbının hızlı ilerlediği dönemlerde beyin özellikle ilgi alanı olmuştur. Daha önce yüzlerce yıldır duygularla ilişkili kısmın kalp olduğu düşünülüyordu. Modern bilimle bunun böyle olmadığı ve duyguların beyinden kaynaklandığı anlaşılınca duygu ile ilişkili problemlerin kökeni de beyinde aranmaya başlanmıştır. Beynin haritalanması sırasında duygu ve düşünce bölgeleri de bulunmuş hemen ardından hızla çalışma mekanizmalarıyla ilgili araştırmalar yapılmış ve nasıl çalıştığı anlaşılmaya çalışılmıştır.
Bütün bu bilgiler ışığında duyguların ve düşüncelerin beyinde kimyasal bir yansıması olduğu anlaşılmış bunlarda hatalı giden şeyleri düzeltme imkanları aranmıştır. Daha sonra bu kimyasal yapının hem içerden ilaçlarla hem de dışardan telkin ve konuşmalarla değişip düzelebildiği bulunmuştur. Bunun sonucunda psikoterapiler ortaya çıkmıştır. Zaman içinde bu psikoterapiler hastalıklara göre kendi içinde dallara ayrılmıştır. Bunun doğal sonucu da psikiyatri ve psikoloji diye iki bilim doğmuştur.
İLAÇ TEDAVİLERİ
Zamanla gelişen tıp bilimi antidepresanlar, antipsikotikler, anksiyolitikler , duygudurum düzenleyiciler gibi çeşitli ilaç grupları keşfetmiştir. Özellikle antipsikotikler şizofreni ve psikotik diğer durumlarda, dugudurum düzenleyiciler de bipolar bozukluk ve diğer duygudurum bozukluklarında çok işe yaramıştır. Bunun sonucunda daha farklı tedavi yolları araştırılmaya başlanmıştır. Hatta EKT ve TMU gibi alternatif tedavi yöntemleri bulunmuştur. Sonuç olarak psikiyatrik hastalıklar karşısında tedavi alternatifleri artmıştır.
Psikoterapiler de zaman içinde gelişerek daha hızlı etkili ve pratik hale getirilmiştir. Bu nedenle genelde en etkili tedavi ilaç psikiyatrik tedavilerle birlikte ilaç tedavilerinin uygulanmasıdır.
İlginizi Çekebilir?
Her hareketli çocuk hiperaktif midir?
Son yılların moda terimleri hiperaktivite ve dikkat eksikliği, anne babaları en...
Ergenlerde Kişilik Bozuklukları
Kişilik; kişinin kendini nasıl algıladığı ve çevresiyle kurduğu ilişki yumağının...